Ahmet Emir Özdemir

15 Nisan günü Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida’ya yönelik sis bombalı bir saldırı düzenlendi. Başbakan herhangi bir yara almazken saldırgan tutuklandı. Bu saldırı bize 8 Temmuz 2022 tarihinde Japonya’nın eski başbakanlarından Şinzo Abe suikastını hatırlattı. Bilindiği gibi Abe, partisinin bir kampanya mitinginde silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.

Bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde Japonya Başbakanlarına yönelik bu iki saldırı ne anlama geliyor?

Bunun için Şinzo Abe’nin, Fumiyo Kişida’nın ve her ikisinin de partisi olan Liberal Demokrat Parti’nin MOON TARİKATI ile ilişkilerini bilmemiz gerekiyor. Çünkü Abe suikastı Moon Tarikatı ile ilişkilendirilmişti.

Peki, Moon Tarikatı nedir? Aslında bu sorunun cevabı müstakil olarak ayrı bir yazıyı hak eder. Fakat biz burada kısaca irdeleyelim. Moon Tarikatı 1 Mayıs 1954 tarihinde rahip SUN MYUNG MOON tarafından kurulan bir oluşum. Moon Tarikatı aynı zamanda BİRLEŞME KİLİSESİ adıyla da anılıyor. Yüzeysel olarak Hıristiyan bir tarikat olup Vatikan’a bağlı olan Moon Tarikatı tüm dünyada kendi önderliğinde TEK BİR DİN olmasını amaçlıyor. Bu amacı için yürüttüğü proje ise DİNLER ARASI DİYALOG. Evet, bu isim size yabancı gelmedi değil mi? Bilindiği gibi bizim ülkemizde de dinler arası diyalog projesi kapsamında önemli faaliyetler yapılıyor. Bu faaliyetlerin büyük bir kısmını ise bizzat FETÖ yürütmekteydi.

Şinzo Abe’yi öldüren zanlı, annesinin Moon Tarikatı’na yaptığı yüklü para bağışlarını itiraf etmiş ve Abe’yi öldürme sebebinin, partinin kilise ile olan bağlantısı olduğunu öne sürmüştü. Zanlının bu iddiasını Başbakan Kişida, Abe suikastından sonra doğrulamıştı. Hatta suikast sonrası partisinin Moon Tarikatı ile olan bağlarını keseceğini söyleyen Kişida Japon halkından da özür dilemişti. LDP’de yapılan bir iç araştırmada parti üyelerinin neredeyse yarısının kiliseyle bağlantısı olduğu ortaya çıkmış, 10 Ağustos 2022’de ise Başbakan Kişida tarikat ile bağını kabul eden yedi bakanı görevden almıştı.

Moon Tarikatı kuruluşundan birkaç yıl sonra Japonya’da faaliyetlere başlamış ve muhafazakâr milletvekillerinin “Komünizm ile mücadele” hedefine destekte bulunup yakın ilişkiler geliştirmişti. Akıllara GLADIO’yu getiren bu “Komünizm ile mücadele” kavramı yine bize kendi yakın tarihimizden bir meseleyi hatırlatıyor. Moon Tarikatı’yla derin bağlantıları olan Fethullah Gülen de gençlik yıllarında Erzurum’da Komünizmle Mücadele Derneği’nin bir şubesini kurmuştu! Tarikatın özellikle Tokyo’daki siyasi ayağının kurulmasında etkili olan bir diğer önemli figür de Japonya’nın eski başbakanlarından Nobusuke Kishi idi. Kishi aynı zamanda öldürülen Başbakan Abe’nin dedesi oluyor!

Abe’nin neden öldürüldüğü henüz tam anlamıyla ortaya çıkmış değil. Fakat bu suikast sonrası anlaşılan bir şey var ki Japon yönetiminin Moon Tarikatı ile oldukça karmaşık bir yapısı var. Geçtiğimiz günlerde saldırıya uğrayan Başbakan Kişida, suikastı bu tarikat ile ilişkilendirmişti fakat Abe’nin ve partisinin tarikatla olan derin ilişkileri akıllara bazı soru işaretlerini getiriyor. Acaba Abe tarikata karşı cephe almaya mı başlamıştı? Yahut bu suikast Abe ve tarikatın bağından rahatsız olan başka odaklar tarafından mı gerçekleştirildi? Kendisi de LDP üyesi olan Başbakan Kişida Moon Tarikatı’nı hedef gösterdiği için mi saldırıya uğradı? Tüm bu soruların cevaplarını önümüzdeki süreçte göreceğiz gibime geliyor. Uzak Doğu merkezli Küreselcilerin yuvalandıkları en önemli ülkelerden biri olan Japonya’nın gündemi daha da çok hareketlenecek. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin ve GLADIO’nun güdümüne giren Japonya, dünyanın yeni jandarması Çin ve ABD arasında tercih yapmak zorunda. Bu yüzden Küreselcilerin savaşının en yoğun cephelerinden biri Japonya olacak. Bana soracak olursanız Japonların üçüncü bir seçeneği daha var. Bu seçenek Asya’da bir yıldız gibi yükselmekte olan Türk Birliği elbette! Ortak geçmişimizde güzel hatıralarımız ve kültürel olarak benzerliklerimiz olan sevgili Japon halkının Türk Birliği’nden yana olması iki ülkenin de hayrına olacaktır.